5 Nisan 2011 Salı

Afyon Lokumu Nasıl Yapılır?

Eğer siz de benim gibi tatlının hafif olanını, yapılışı pratik olanını ve lezzetli olanını seviyorsanız bu tatlı tam size göre. Yapımı oldukça kolay ve lezzetli bir tatlı olduğunu söyleyebilirim. Malzemeleri vererek başlayalım:

Malzemeler:
  • 4 su bardağı süt
  • 9 çorba kaşığı şeker
  • 6 çorba kaşığı un
İç Malzemeleri:
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kremşanti
  • 1 bardak süt
  • 1 su bardağı ceviz
  • 1/3 tereyağı
  • 1 su bardağı hindistan cevizi
Hazırlanışı:
  • Un, şeker, süt, vanilya karıştırılıp kaynayıncaya pişirilir. 
  • Muhallebi kıvamına gelen karışımın içine margarin koyulur ve altı kapatılır, margarin muhallebi kıvamındaki karışımın sıcaklığı ile içinde erir.
  • Geniş fırın tepsisinin tabanına bolca hindistan cevizi serpilir*.
  • Karışım soğumaya alınır.
  • Üzerine ılıyan muhallebi dökülür, tepsi üzerine ince bir tabaka halinde yayılır.
  • Muhallebi iyice soğuyunca 1 bardak sütle çırptığımız kremşantiyi de muhallebinin üzerine dökülür.
  • Ezdiğimiz 1 bardak ceviz, tepsinin her yerine dağıtılır.
  • Bu şekilde tepsi buzdolabında bir gece bekletilir.
  • Tepsi çıkartıldıktan sonra şeritler halinde kesilip yuvarlanır. 
Püf Noktası:

* Tepsinin altına hindistan cevizi serpilmeden önce tepsinin etrafından taşacak şekilde folyo kâğıdı kullanılırsa; yuvarlama aşamasında folyo kâğıdının ucundan tutularak yuvarlanabilir.

Afiyet Olsun...

7 Şubat 2011 Pazartesi

Çamaşır Makinesi Alırken Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Önce açıkça söyleyeyim, bu işler hiç öyle göründüğü gibi kolay değil; yok giderim bir beyaz eşya mağazasına fiyatına bakarım, iki üç modeline bakarım alırım derseniz hayal kırıklığına uğramanız an meselesi. Bir kere siz ne kadar kararlı olursanız olun o "satış danışmanı" denen kişiler varya yiyorlar adamı resmen! Yok onun şusu varmış ama bunun da busu varmış hem bu makine şöyle de yapabiliyormuş... Bu kadar teknik  özellik dinledikten sonra ne mi oluyor, aklınızdaki soruda bir gram değişim olmuyor. 


Ee şimdi hangi makineyi alacaksınız?


Eski teknolojiler, ürünlerin ve markaların sınırlı olması, henüz reklamların beynimizi yıkamadığı zamanlar ve google hayatımıza girmemişken emin olun ki daha kolaydı bir çamaşır makinesi almak. Ama şimdi hepimiz bir uzmanın bildiği kadar bilgiye kolaylıkla sahip olabiliyoruz. Ben de bir kaç ay içinde evlenmeyi planladığım için beyaz eşya araştırmalarına başlamış bulunuyorum tahmin ettiğiniz gibi. Hemen sizlerle araştırma sonuçlarımı paylaşıyorum. Buyurunuz efendim...




Çamaşır makinesi alırken:


  • Güvendiğiniz bir marka varsa onu almaya özen gösterin ki içiniz rahat etsin.
  • Makinenin kesinlikle A sınıfı olmasına dikkat edin böylece daha az enerji harcayacak ve bütçenize zarar vermeyecektir.
  • Bilinenin aksine sadece genel enerji derecesine değil (A,B... sınıfı olması gibi) sıkma enerji seviyesi nedir, yıkama enerji seviyesi nedir... gibi kriterlere de dikkat etmek gerekir.
  • Çift su girişli makineler, tek girişli olanlara göre daha avantajlı çünkü çift girişli makineler sıcak suyu da dışarıdan aldıkları için ayrıca suyu ısıtma gibi bir dertleri olmuyor, bu da daha az enerji anlamına geliyor. (Hee ben suyu makine için kombide ısıtırken enerji harcamıyor muyum diyebilirsiniz, haklısınız da ama ben de öğrendiğimi söylüyorum sonuçta)
  • Efendim bir makinenin devir sayısı da çok önemli. Devir sayısı çok oldukça makine daha çok enerji harcıyor ayrıca çamaşırları yıpratabiliyor. Bunun için en ideal devir sayısının 1000 olduğunu söylemek mümkün.
  • Günümüzde çamaşır kazanlarının hacimleri de almış başını gidiyor. Aman ben 2 kişiyim geniş kazana ne gerek var şimdi diye düşünmeyin, kazanların geniş olması çok masraflı olacağı anlamına gelmez. Ancak tabii ki ihtiyaçlarınız doğrultusunda bir makine almanız her zaman en doğrusudur. 2 kişilik puf yorganların bile 8 kg. da rahatlıkla yıkanabileceğini söylememiz belki yeterli olacaktır. 
  • Kazan konusunda kendinize sormanız gereken 2. bir soru da; her gün kıyafetlerinizi yıkıyor muyum, yoksa biriktiriyor muyum olmalıdır. Buna göre de bir kazan tercihi yapabilirsiniz. 
  • Aldığınız markanın teknik servis özelliklerine de dikkat edin, malum sonuçta elektrikli makine her an her şey olabilir. Ayı çıkabilir, taş düşebilir :)
  • Ve en önemli konu, bütçeniz neye yetiyorsa onu alın. Sonuçta bir çamaşır makinesinin ömrü aşağı yukarı bellidir. Gelecek teknolojileri de göz önüne aldığımızda; sıkmayın o güzel canınızı bir makine için diyoruz ve bu yazımızı sonlandırıyoruz. Başka beyaz eşya püf noktaları ile buluşmak dileğiyle; esenlikler efendim... 

25 Ocak 2011 Salı

Leyla...

Bu Leyla ela gözlü bir çöl ahusu falan değil maalesef gözleri kapkara, saçları kapkara ve maalesef kaderi de kapkara! Alexandra Cavelius'un kaleme aldığı bir roman bahsettiğim "Leyla". İnsana "bu gerçek olamaz" dedirten gerçek bir yaşam öyküsü aslında romanda anlatılan... Bosna savaşında 15 yaşında esir düşen genç bir kızın inanılmaz ve insanı insanlığından utandıran bir yaşam kesiti. Savaş yılları boyunca esir edilen, toplu tecavüzlere maruz bırakılan, gözünün önünde sayısız vahşice ölümler gerçekleşen Leyla'nın inanılmaz öyküsünü okuyorsunuz bu satırlarda. Kitabın hüznü sizi o kadar çok içine alıyor ki, bir çırpıda okunuveriyor Leyla... Merak edenlere şiddetle tavsiye edilir. 




7. Basım Kasım 2010 Pegasus Yayınları
Almancandan Çeviren: Firuzan Gürbüz


Hepsiburada'dan kolaylıkla almak için:
http://www.hepsiburada.com/Liste/leyla/ProductDetails.aspx?productId=kpegasus63547&categoryId=9906 

4 Ocak 2011 Salı

Öldürür Adamı Bu Devlet İşleri

Hakikaten tam bir depresyon sebebi devlet işleri! İnsan bazen amaaannn o prosedürlerin, dokümanların, evrakların, fotokopilerin, son altı ayda çekilmiş vesikalıkların dındılarıyla uğraşmaktansa lanet olsun işine de gücüne de diyor...

Bu iş dünyanın her yerinde mi böyledir bilemiyorum ama bizim için tam bir keşmekeş. Bir üniversitenin yüksek lisansına başvuracağım yok! Sitenin hiç bir yerinde tarihe dair tamamlanması gereken belgelere dair tek bir bilgi yooookk! Sekreterliği arayarak bir şeyler öğrenmek istediğinizde ise, karşınıza "aaa sen onu bilmiyor musun ama bilmemen çok saçma!" şeklinde düşünen insanlar çıkıyor. Lafı ağızlarında gevelemeleri en büyük özellikleri artı sizin sorduğunuz soruları dinlememeleri ve bir an önce telefonu kapatmak için ellerinden geleni yapmalarını saymıyorum bile... Evrakların arasında boğuluyorsunuz; evrakların arasında boğuluyorummmm!

Bugün beni bu hale getiren sorular sizi de getirmesin diye işte birkaç soru ve cevapları:

Ösym sonuç belgemi kaybettim, nasıl çıkartabilirim?
Önce peşin peşin söyleyeyim kaybetmeyecektin o belgeyi, kolay kolay çıkmıyor zira ama yine de umut var:
  • Eğer belgenin aslı gerekiyorsa, önce ÖSYM'nin sitesinden şifreniz ile giriş yaparak "aday işlemleri" kısmından bir "referans numarası" alıyorsunuz. Aldığınız bu numara ile bir dilekçe yazıyorsunuz ve istediğiniz belgeyi almak için Ankara'ya ÖSYM merkezine gidiyorsunuz. Hemen ekleyelim Ankara'da bir tanıdığı olanlar daha şanslı bu referans numaralı belgeyi gönderdiğiniz taktirde tanıdığınız kişi de size yardımcı olabilir. Nasıl süper değil mi!
  • Eğer sadece bir fotokopiye ihtiyacınız varsa, ÖSYM sitesinin sonuçlar bölümünden T.C. kimlik numaranız ve şifreniz ile giriş yapıyorsunuz ve tarayıcının "sayfayı yazdır" butonunu kullanarak belgeyi yazıcıya gönderiyorsunuz.
  • Eğer onaylı bir fotokopiye ihtiyacınız varsa, şehrinizdeki ÖSYM merkezine gidiyorsunuz ve belli bir ücret karşılığında sınav sonucunuzun çıktısını alıp onaylatıyorsunuz. 
Hemen ilgili bağlantıları da verelim tam olsun:

ÖSYM ana sayfa:

Sonuçlar ana sayfa:

ÖSYM il merkezi iletişim merkezleri adres ve telefonları:


3 Ocak 2011 Pazartesi

Almadan Önce 2 Kere Düşün!

iso-active white 14.45 TL

Bizim ailenin genlerinden midir nedir, tüm aile bireylerinin dişleri çok zayıftır. Küçükken hatırlıyorum, babam her hafta birimizi (4 kardeşiz) dişçiye götürürdü, daha o kadar küçük yaşlardayken köprü nedir, dolgu nasıl olur, diş çekiminin incelikleri, vs. gibi daha bir çok konuda uzman sayılırdık. Ne zaman ki dişleri inci gibi birilerini görsem kıskanarak bakardım. Ben dolgu sayılarımdan bahsederdim, onlar "dolgu"nun ne olduğunu sorarlardı...

Yıllarca dişlerimin bu hazin durumundan dolayı diş bakımı konusunda paraya hiç acımadım, halen de acımam. En iyi diş macunlarının (iyiden kastım pahalı olması tabii), fırçalarının, diş iplerinin efendime söyleyeyim bakım sularının aklınıza ne geliyorsa artık sürekli takipçisi ve müşterisi oldum.

Sensodyne ve Oral-B en çok kullandığım markalar oldu dolayısıyla. Ben de hangi marka yeni bir bakım ürünü çıkarsa korkmadım aldım hemen, denedim, benim içi diş bakımı konusunda yapılan her şey mübahtı çünkü. Sensodyne'in son çıkardığı ürün olan "basınçlı kutuda diş macunu"na da aynı heves ile atladım, kolay mı dişlerim süper olabilirlerdi, bunun hayali bile yeterdi... Peki, ne ile mi karşılaştım hemen söyleyeyim. Ümit içinde aldığım diş macununu kullanamadım bile. Kutu tasarımı o kadar kötü ve kullanışsızdı ki... Tüpün içinde sürekli hava kalıyor, sürekli basmama rağmen bir türlü macuna ulaşamıyorum; bin bir zorlukla çıkardığım macunu bu sefer de durduramıyorum sürekli akıyor macun hem boşa gidiyor hem de tüpün kapağına bulaşıyor ve rezil bir durum oluşuyor. İş yerinden bir arkadaşım ve ev arkadaşım çoktan aldıkları tüpleri atmış durumdalar ama ben azmettim ve firmaya bir şikayet maili attım. Kötü bir ürün tasarlanmış olmasına rağmen müşteri memnuniyeti açısından hissettiklerim olumluydu. Öncelikle kullanamadığım tüpün yerine bir yenisini gönderdiler; gerçi eskisinden bir farkı yok ürünün ama olsun; ayrıca sorunlu ürünü kendilerine kolaylıkla gönderebilmem için karşı taraf ödemeli bir kargo paketi gönderdiler. Ürünlerini geliştirmek istedikleri açıkça ortada bu sevindirici bir haber. Ama aman ha diyeyim yine de klasik sensodyne'den vazgeçmeyin.